" Tüm gayretlerimiz sağlığınız içindir. "

,

Bursa'da Güçlerimizi Birleştirdik !

  Güven Tıp Laboratuvarı dünyanın güçlü sağlık markalarından biri olan Medicover Holding ile ortaklık yapıyor. Global ekonominin durma noktasına geldiği bir dönemde, Bursa’nın köklü ve güvenilir laboratuvarı GVN TIP, Synevo Laboratuvarları zincirine dahil oldu. Dünya genelinde 40 binden fazla çalışanı olan Medicover Holding’in 1,5 milyar Euro’yu aşan geliri olduğu biliniyor. Test portföyünde 5 bin farklı test bulunduran bu zincir marka kentimizde Güven Tıp Laboratuvarına yatırım yapma kararı aldı.

TESTLER
Bu kitapta, klinik laboratuvarcılık hizmetleri kapsamında en fazla gereksinin duyulan 370 test parametresi ile ilgili bilgiler yer almaktadır.
Gebelik Döneminde Labaratuvar Testleri
Kitabın birinci kısmında, gebelik döneminde labaratuvar hizmetlerine en fazla ihtiyaç duyulan klinik durumlarla ilgili bilgilere yer verilmiştir.
Gebeliğin Labaratuvar Testleri
Üzerine Etkisi
Kitabın ikinci bölümü Gebeliğin Analiz parametreleri üzerine etkilerini değerlendirmek amacıyla yapılmış araştırma sonuçlarının derlenmesinden oluşmuştur.
Ulaşım Krokisi
İhsaniye Mah. Ahmet Vefik Paşa Caddesi Kuruluş Apartmanı No:3-A NİLÜFER / BURSA
  • LİPOPROTEİN (a)
  • Tümü

LİPOPROTEİN (a)

Diğer adları: Lp(a), lipoprotein küçük a, lipoprotein small a.

Kullanım amacı: Koroner kalp hastalığı veya serebrovasküler hastalık riskinin değerlendirilmesi sırasında lipit profili parametrelerine ek bir parametre olarak kullanılır. Özellikle hastalık belirtilerinin nispeten erken yaşlarda ortaya çıkmasına, ailede koroner kalp hastalığı riskinin fazla olmasına rağmen, geleneksel risk faktörlerinin durumu açıklamaya yetecek özellikler taşımaması durumunda bu risk faktörünün de değerlendirilmesi yararlı bulunabilir. Ayrıca, Framingham risk skorlaması yapılırken, orta derecede risk taşıdığı belirlenen kişilerde tedavi kararının verilmesine etki edebilecek ilave bir parametre olarak da kullanılabilir.

Genel bilgiler:

·   Lp(a), LDL?nin apo(a) ile kompleks oluşturarak meydana getirdiği modifiye formudur. Varlığı ilk kez 1963 yılında, kodlayıcı geni 1987 yılında tanımlanmıştır.  Bir glikoprotein olan apo(a), LDL?ye ApoB100 proteini üzerinden disülfit bağı ile bağlanır. Apo(a) sentezi karaciğer hücrelerinde, apolioprotein(a) ve LDL birleşmesi ise karaciğer hücrelerinin yüzeyinde gerçekleşir. Lp(a)?nın plazma ömrü 3-4 gün kadardır. Ne şekilde katabolize edildiği konusunda yeterince bilgi yoktur. LDL reseptörlerine bağlanmanın Lp(a) metabolizması açısından önem taşımadığı düşünülmektedir. Lp(a) katabolizmasında karaciğerin ve böbreklerin rolünün olabileceği düşünülmektedir.

·   Apo(a) komponentinin plazminojene benzer bir yapıya sahip olması, ilk anda koagülasyon sisteminde bir rolünün olabileceğini düşündürmüş olsa da, bu güne kadar bu konu ile ilişkili olarak tanımlanmış herhangi bir fizyolojik fonksiyonu yoktur. Beklenenin aksine fibrinolitik aktiviteye sahip olmadığı gibi, tam tersine bağlanma yeri konusunda plazminojen ile yarışmaya girip, fibrinolitik aktiviteyi yavaşlattığı ve böylece tromboza eğilim yarattığı düşünülmektedir. PAI-1 salgısını uyarmasının da trombogenezde etkili olabileceği tahmin edilmektedir. LDL komponentinin ise ateroskleroz sürecini hızlandırıcı bir etki meydana getirdiği kabul edilmektedir. Mac-1 integrin ile etkileşerek ortama iltihabi hücrelerin gelmesini uyarıcı bir etkisinin olduğu, anjiogenez, yara iyileşmesi ile ilgili süreçlerde düzenleyici rolünün olabileceği düşünülmektedir. Ancak Lp(a) konsantrasyonu çok düşük ve hatta okunamayacak derecede düşük olan kişilerin tamamen sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürdükleri görülmektedir.

·   Apo(a)?nın plazminojen ile ileri derecede benzer bir yapıya sahip olması dikkat çekmektedir. Ancak apo(a) plazminojenin fibrin parçalayan aktif bölgesini içermez. Plazminojende de bulunan, kringle olarak adlandırılan ünitelerin sayısının değişkenlik göstermesi sebebiyle apo(a) üniform bir molekül değildir. Bu durum, immünolojik teknikler kullanılarak Lp(a) kitlesini ölçen analiz metotlarının standardizasyonunda sorun çıkarmaktadır. Lp(a) ölçümü yapan metotların bir bölümünde immünolojik teknikler kullanılarak protein kitlesi ölçülürken, diğer bölümünde ise Lp(a) tarafından taşınmakta olan kolesterol miktarı belirlenir. Birinci grup metotlar için bulunan standardizasyon sorunu ikinci grup metotlarda mevcut değildir. Genellikle her iki grup metodun sağladığı veriler birbiri ile korelasyon gösteriyorsa da, toplam Lp(a) kitlesinden çok, bu lipoproteinlerle taşınan kolesterol miktarının kardiyovasküler hastalık riski ile daha fazla korelasyon gösterdiği kabul edilmektedir. Lp(a) kitlesi, Lp(a) kolesterol kitlesinden yaklaşık 10 kat daha fazladır. Genel olarak Lp(a) kolesterol ölçümünde 3 mg/dL, Lp(a) kitle ölçümünde ise 30 mg/dL sınır değer olarak kabul edilir.

·   Pek çok klinik ve epidemiyolojik çalışma, Lp(a)?nın koroner kalp hastalığı ve inme için bağımsız bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Yani LDL ya da non-HDL kolesterol konsantrasyonu veya bilinen diğer risk faktörleri ile herhangi bir ilişkisi yoktur. Apolipoprotein(a)?nın sentez hızı ve molekülün büyüklüğü çok büyük oranda şahsın genotipine bağlıdır. Diyetle ve egzersizle anlamlı ölçüde düşürülmesinin sağlanamadığı bildirilmektedir. Mevcut kolesterol düşürücü ilaçların da Lp(a) konsantrasyonunu düşürücü bir etkisi yoktur. Yalnızca niasin?in, Lp(a) konsantrasyonunun düşürülmesinde etkili olabileceğini gösteren bir metanaliz raporu yayınlanmıştır.

·   Tedavi olanaklarının çok sınırlı olmasına rağmen, koroner kalp hastalığı açısından yüksek riskli olduğu düşünülen kişilere ayrıntılı risk değerlendirmesi sırasında Lp(a) ölçümünün de yapılması önerilebilir. Yüksek risk taşıyan kişilerde Lp(a) değerinin de yüksek bulunması, modifiye edilebilir risk faktörleri ile ilgili daha ciddi tedbirlerin alınmasını gerektirir. Özellikle, prematüre kardiyovasküler hastalığı gelişenlere, familyal hiperkolesterolemisi olanlara, ailevi prematüre kardiyovasküler hastalığı olanlara veya statin tedavisine rağmen kardiyovasküler hastalığı tekrarlayanlara, ileri incelemeler sırasında Lp(a) kontrolünün de yapılması önerilir. 10 yıllık koroner kalp hastalığı riski de Lp(a) analizi yapılması gereken hastaların belirlenmesi için yönlendirici olmaktadır. European guidelines on cardiovascular disease prevention in clinical practice?e göre 10 yıllık fatal kardiyovasküler hastalık riskinin %3 veya üzerinde olması, National Cholesterol Education Program Adult Treatment Panel III?e göre ise 10 yıllık fatal veya nonfatal kardiyovasküler hastalık riskinin %10 veya üzerinde olması durumunda Lp(a) analizi yapılmasının uygun olacağı bildirilmektedir.

Test sonucunun yorumu:

·   Lp(a) konsantrasyonu yüksekliğinin koroner kalp hastalığı riskini artırıcı bağımsız bir risk faktörü olduğu konusunda yeterince klinik ve bilimsel veri mevcuttur. Lp(a) yüksekliği çoğunlukla genetik kökenlidir. Lp(a) yüksekliklerinin beslenme tedbirleri ve egzersiz ile  giderilmesi mümkün olamamaktadır. Tek başına veya diğer ilaçlarla birlikte kullanılan niasin?in kan seviyesini düşürmede yararlı olduğu bildirilmektedir. Ancak niasin, Lp(a) ile birlikte total kolesterol ve trigliserit konsantrasyonlarını düşürüp aynı zamanda HDL-kolesterol konsantrasyonunu yükselttiğinden, sağlanan yararın doğrudan ve tamamen Lp(a) ile ilişkili olduğunun söylenmesi mümkün değildir. Konunun açıklığa kavuşturulması, ancak selektif olarak Lp(a)?yı düşürmenin kardiyovasküler hastalık riskinden korunmadaki etkisini değerlendiren randomize, kontrollü araştırmalarla mümkün olabilecektir. 

·   Lp(a) yüksekliği, genetik kökenli yüksekliklere göre daha seyrek olmakla birlikte, familyal hiperkolesterolemi, hipotiroidizm, diabet, kronik renal yetmezlik ve nefrotik sendrom gibi hastalıkların sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda altta yatan sebebin tedavisi, Lp(a) konsantrasyonunun düşmesine de katkıda bulunacaktır.

·   Lp(a) düşüklüğünün sebep olduğu bilinen herhangi bir sağlık sorunu yoktur. Lp(a) konsantrasyonu çok düşük ve hatta okunamayacak derecede düşük olan kişilerin, yaşamlarını tamamen sağlıklı bir şekilde sürdürdükleri görülmektedir.

·   Lp(a) akut faz proteini gibi davrandığından, aktif iltihabi olayların bulunduğu dönemde ölçülmemelidir. Miyokard enfarktüsü ve inme gibi olayların üzerinden bir ay kadar süre geçmeden de değerlendirme yapılması önerilmemektedir.

Numune: Serum (kırmızı veya sarı kapaklı tüp). Minimum 200 µL. Numunenin 10 saatlik sabah açlığı sonrasında alınması gereklidir

Çalışma Yöntemi: Türbidometri.

Referans Aralığı: 0 - 30 mg/dL.




LİPOPROTEİN (a)

LİPOPROTEİN (a)

Diğer adları: Lp(a), lipoprotein küçük a, lipoprotein small a.

Kullanım amacı: Koroner kalp hastalığı veya serebrovasküler hastalık riskinin değerlendirilmesi sırasında lipit profili parametrelerine ek bir parametre olarak kullanılır. Özellikle hastalık belirtilerinin nispeten erken yaşlarda ortaya çıkmasına, ailede koroner kalp hastalığı riskinin fazla olmasına rağmen, geleneksel risk faktörlerinin durumu açıklamaya yetecek özellikler taşımaması durumunda bu risk faktörünün de değerlendirilmesi yararlı bulunabilir. Ayrıca, Framingham risk skorlaması yapılırken, orta derecede risk taşıdığı belirlenen kişilerde tedavi kararının verilmesine etki edebilecek ilave bir parametre olarak da kullanılabilir.

Genel bilgiler:

·   Lp(a), LDL?nin apo(a) ile kompleks oluşturarak meydana getirdiği modifiye formudur. Varlığı ilk kez 1963 yılında, kodlayıcı geni 1987 yılında tanımlanmıştır.  Bir glikoprotein olan apo(a), LDL?ye ApoB100 proteini üzerinden disülfit bağı ile bağlanır. Apo(a) sentezi karaciğer hücrelerinde, apolioprotein(a) ve LDL birleşmesi ise karaciğer hücrelerinin yüzeyinde gerçekleşir. Lp(a)?nın plazma ömrü 3-4 gün kadardır. Ne şekilde katabolize edildiği konusunda yeterince bilgi yoktur. LDL reseptörlerine bağlanmanın Lp(a) metabolizması açısından önem taşımadığı düşünülmektedir. Lp(a) katabolizmasında karaciğerin ve böbreklerin rolünün olabileceği düşünülmektedir.

·   Apo(a) komponentinin plazminojene benzer bir yapıya sahip olması, ilk anda koagülasyon sisteminde bir rolünün olabileceğini düşündürmüş olsa da, bu güne kadar bu konu ile ilişkili olarak tanımlanmış herhangi bir fizyolojik fonksiyonu yoktur. Beklenenin aksine fibrinolitik aktiviteye sahip olmadığı gibi, tam tersine bağlanma yeri konusunda plazminojen ile yarışmaya girip, fibrinolitik aktiviteyi yavaşlattığı ve böylece tromboza eğilim yarattığı düşünülmektedir. PAI-1 salgısını uyarmasının da trombogenezde etkili olabileceği tahmin edilmektedir. LDL komponentinin ise ateroskleroz sürecini hızlandırıcı bir etki meydana getirdiği kabul edilmektedir. Mac-1 integrin ile etkileşerek ortama iltihabi hücrelerin gelmesini uyarıcı bir etkisinin olduğu, anjiogenez, yara iyileşmesi ile ilgili süreçlerde düzenleyici rolünün olabileceği düşünülmektedir. Ancak Lp(a) konsantrasyonu çok düşük ve hatta okunamayacak derecede düşük olan kişilerin tamamen sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürdükleri görülmektedir.

·   Apo(a)?nın plazminojen ile ileri derecede benzer bir yapıya sahip olması dikkat çekmektedir. Ancak apo(a) plazminojenin fibrin parçalayan aktif bölgesini içermez. Plazminojende de bulunan, kringle olarak adlandırılan ünitelerin sayısının değişkenlik göstermesi sebebiyle apo(a) üniform bir molekül değildir. Bu durum, immünolojik teknikler kullanılarak Lp(a) kitlesini ölçen analiz metotlarının standardizasyonunda sorun çıkarmaktadır. Lp(a) ölçümü yapan metotların bir bölümünde immünolojik teknikler kullanılarak protein kitlesi ölçülürken, diğer bölümünde ise Lp(a) tarafından taşınmakta olan kolesterol miktarı belirlenir. Birinci grup metotlar için bulunan standardizasyon sorunu ikinci grup metotlarda mevcut değildir. Genellikle her iki grup metodun sağladığı veriler birbiri ile korelasyon gösteriyorsa da, toplam Lp(a) kitlesinden çok, bu lipoproteinlerle taşınan kolesterol miktarının kardiyovasküler hastalık riski ile daha fazla korelasyon gösterdiği kabul edilmektedir. Lp(a) kitlesi, Lp(a) kolesterol kitlesinden yaklaşık 10 kat daha fazladır. Genel olarak Lp(a) kolesterol ölçümünde 3 mg/dL, Lp(a) kitle ölçümünde ise 30 mg/dL sınır değer olarak kabul edilir.

·   Pek çok klinik ve epidemiyolojik çalışma, Lp(a)?nın koroner kalp hastalığı ve inme için bağımsız bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Yani LDL ya da non-HDL kolesterol konsantrasyonu veya bilinen diğer risk faktörleri ile herhangi bir ilişkisi yoktur. Apolipoprotein(a)?nın sentez hızı ve molekülün büyüklüğü çok büyük oranda şahsın genotipine bağlıdır. Diyetle ve egzersizle anlamlı ölçüde düşürülmesinin sağlanamadığı bildirilmektedir. Mevcut kolesterol düşürücü ilaçların da Lp(a) konsantrasyonunu düşürücü bir etkisi yoktur. Yalnızca niasin?in, Lp(a) konsantrasyonunun düşürülmesinde etkili olabileceğini gösteren bir metanaliz raporu yayınlanmıştır.

·   Tedavi olanaklarının çok sınırlı olmasına rağmen, koroner kalp hastalığı açısından yüksek riskli olduğu düşünülen kişilere ayrıntılı risk değerlendirmesi sırasında Lp(a) ölçümünün de yapılması önerilebilir. Yüksek risk taşıyan kişilerde Lp(a) değerinin de yüksek bulunması, modifiye edilebilir risk faktörleri ile ilgili daha ciddi tedbirlerin alınmasını gerektirir. Özellikle, prematüre kardiyovasküler hastalığı gelişenlere, familyal hiperkolesterolemisi olanlara, ailevi prematüre kardiyovasküler hastalığı olanlara veya statin tedavisine rağmen kardiyovasküler hastalığı tekrarlayanlara, ileri incelemeler sırasında Lp(a) kontrolünün de yapılması önerilir. 10 yıllık koroner kalp hastalığı riski de Lp(a) analizi yapılması gereken hastaların belirlenmesi için yönlendirici olmaktadır. European guidelines on cardiovascular disease prevention in clinical practice?e göre 10 yıllık fatal kardiyovasküler hastalık riskinin %3 veya üzerinde olması, National Cholesterol Education Program Adult Treatment Panel III?e göre ise 10 yıllık fatal veya nonfatal kardiyovasküler hastalık riskinin %10 veya üzerinde olması durumunda Lp(a) analizi yapılmasının uygun olacağı bildirilmektedir.

Test sonucunun yorumu:

·   Lp(a) konsantrasyonu yüksekliğinin koroner kalp hastalığı riskini artırıcı bağımsız bir risk faktörü olduğu konusunda yeterince klinik ve bilimsel veri mevcuttur. Lp(a) yüksekliği çoğunlukla genetik kökenlidir. Lp(a) yüksekliklerinin beslenme tedbirleri ve egzersiz ile  giderilmesi mümkün olamamaktadır. Tek başına veya diğer ilaçlarla birlikte kullanılan niasin?in kan seviyesini düşürmede yararlı olduğu bildirilmektedir. Ancak niasin, Lp(a) ile birlikte total kolesterol ve trigliserit konsantrasyonlarını düşürüp aynı zamanda HDL-kolesterol konsantrasyonunu yükselttiğinden, sağlanan yararın doğrudan ve tamamen Lp(a) ile ilişkili olduğunun söylenmesi mümkün değildir. Konunun açıklığa kavuşturulması, ancak selektif olarak Lp(a)?yı düşürmenin kardiyovasküler hastalık riskinden korunmadaki etkisini değerlendiren randomize, kontrollü araştırmalarla mümkün olabilecektir. 

·   Lp(a) yüksekliği, genetik kökenli yüksekliklere göre daha seyrek olmakla birlikte, familyal hiperkolesterolemi, hipotiroidizm, diabet, kronik renal yetmezlik ve nefrotik sendrom gibi hastalıkların sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda altta yatan sebebin tedavisi, Lp(a) konsantrasyonunun düşmesine de katkıda bulunacaktır.

·   Lp(a) düşüklüğünün sebep olduğu bilinen herhangi bir sağlık sorunu yoktur. Lp(a) konsantrasyonu çok düşük ve hatta okunamayacak derecede düşük olan kişilerin, yaşamlarını tamamen sağlıklı bir şekilde sürdürdükleri görülmektedir.

·   Lp(a) akut faz proteini gibi davrandığından, aktif iltihabi olayların bulunduğu dönemde ölçülmemelidir. Miyokard enfarktüsü ve inme gibi olayların üzerinden bir ay kadar süre geçmeden de değerlendirme yapılması önerilmemektedir.

Numune: Serum (kırmızı veya sarı kapaklı tüp). Minimum 200 µL. Numunenin 10 saatlik sabah açlığı sonrasında alınması gereklidir

Çalışma Yöntemi: Türbidometri.

Referans Aralığı: 0 - 30 mg/dL.